NATO zirvesine karşı uluslararası koordineli eylemlere çağrı
Brüksel’de 11-12 Temmuz 2018’de
NATO zirvesine karşı uluslararası koordineli eylemlere çağrı
Brüksel’de 11-12 Temmuz 2018’de yapılacak NATO Zirvesi’ne karşı hep birlikte:
Barışı tekrar kuralım!
Giderek daha tehlikeli gelen bir dünyada barış eylemlerinin önemi de giderek artıyor. Artan militarizm insanların dünya çapında daha yüksek sesle alternatif aramalarına yol açıyor: Hukuk, sürdürülebilirlik ve barış konusunda yeni alternatifler aranıyor. 2017’deki NATO Zirvesi’nden sonra Trump ile Kuzey Kore arasındaki retorik bir (Nükleer) 3. Dünya Savaşı’nın patlaması olanağını da kapsayacak şekilde sertleşti. Bu, dünyanın insanları olan bizler tarafından kabullenilebilecek bir durum değildir. Bizler bu dünyada yaşayan insanlar olarak, yok etme ve savaş kışkırtıcılığının gölgesinde yaşamayı reddediyoruz.
Barıştan yana olan insanlar ve örgütler Brüksel’de 2018 Temmuz ayında yapılacak NATO Zirvesi’nde barış özlemimizi haykırmak için biraraya gelelim!
NATO, üye ülkelerden gayri safi milli gelirlerinin yüzde 2’sini silahlanmaya ayırmalarını talep ederek savaş ve saldırganlığı ateşliyor. NATO ülkelerinin aldığı savunma bütçelerinin yüzde 20’sini silahlanmaya ayırma kararı ise ekonomik çıkarlarını tatmin ettiği için, silah sanayini sevindiriyor.
Geçen yıl AB ülkelerinin çoğunluğunun -sert tasarruf politikalarına boyun eğmiş olsalar da- askeri açıdan sürekli yapısal birlikte çalışması (PESCO) başlatıldı.
- Sosyal güvence ve kamu hizmetlerinde üzücü sonuçlara yol açacak silahlanma harcamalarının daha da arttırılmasına hayır diyoruz!
ABD atom silahlarını modernleştirip daha etkili silah haline getirmek için 1 milyon dolarlık bir proje başlattı. Yeni nükleer stratejisiyle nükleer silahların kullanılmasının kolaylaştırıldığı bir dönemde böyle bir projenin başlatılması anlamlı. Ek olarak, NATO atom silahlarına sahip bir askeri birlik olarak B61 ve B61-12 bombalarıyla, onları daha etkili hale getirerek, silahlanarak gücünü arttırıyor. Bu bombalar Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya ve Türkiye’ye yerleştirilecek. Bu atom silahlarının yerleştirilmesine Avrupalı üye, hatta henüz üye olmayan konuk ülkelerden bile itirazlar yükseliyor.
- Kendimizi NATO’nun nükleer silahlardan yana rolüne ve her türden atom silahına muhalefet yapmakla görevlendiriyoruz. Hükümetlerimizi atom silahlarının yasaklanması sözleşmesine ve nükleer silahsızlanma için çaba harcamaya çağırıyoruz.
Montenegro’nun Temmuz 2017’de kamuoyunda ezici itirazlarla karşılaşan 29. NATO üyesi olması ve Bosna Hersek’le yapılan üyelik görüşmeleri ile askeri birlik gittikçe yayılıyor. Rusya’nın ABD ve NATO askeri üsleriyle kuşatılmasına neden olan bu yayılma uluslararası ilişkilerde gerilimin artmasında önemli bir rol oynuyor.
- NATO’nun istikrarsızlığa neden olan genişlemesine karşıyız!
NATO’nun ateşli retoriği ve manevraları, Rusya ile var olan gerilimin yeni çatışmalara dönüşmesine de yol açıyor: Bölgede NATO’nun varlığının artması 2008 yılında Rusya ile Gürcistan arasında çatışma yaşanmasında büyük rol oynadı. Hala devam etmekte olan Ukrayna krizinde de etkisi büyük. NATO’nun Doğu Avrupa’da yeni üsler açma planı durumu daha da sertleştirecek. İlk üsler 2017’de Estonya, Litvanya, Letonya ve Polonya’da açıldı. AB de giderek artan şekilde NATO’ya bağlanıyor. PESCO’nun uygulamaya sokulmasıyla AB, NATO’nun destekçisi olarak hızlı şekilde militaristleştiriliyor
- Avrupa’nın giderek daha fazla militaristleştirilmesini, her türden Avrupa Savunma Politikasını ve NATO’nun yeni bir soğuk savaşa doğru ilerlemesini reddediyoruz!
NATO’nun Afganistan’daki savaşı devam ediyor. 2001 yılında Bush tarafından başlatılan “teröre karşı savaş” hala devam ediyor ve ABD tarihinde tüm NATO ülkelerinin de içinde yer aldığı en uzun savaş olma özelliğini taşıyor. Sözde Taliban ve El Kaide’yi yok etmek için başlatılan savaş, terör örgütleri ve ilişkili silahlı gruplara gübreli toprak sunarak güçlenmelerine yol açıyor. ‚Teröre karşı savaş‘ bahanesiyle devletler hukuku çiğneniyor ve dünya çapında yeni işgallere açık kart sunuluyor.
- Savaşın ve NATO’nun askeri müdahalelerinin sona ermesini talep ediyoruz!
NATO’nun ‚teröre karşı savaşları‘, Libya’nın yıkılması, binlerce insanın kaçmak zorunda bırakılması, mültecilerin Akdeniz’de onları geri döndürmek isteyen askeri vahşetle karşı karşıya bırakılmasıyla, artık Afrika’ya da erişti.
- Akdeniz’in militaristleştirilmesine ve mültecilere yönelik askeri operasyonlara son verilmesini talep ediyoruz!
NATO’nun “barış ve istikrar için çaba harcadığı” iddiası yalandır. Atom silahları, silahlanma harcamaları ve askeri müdahalelerle hiçbir zaman barış sağlanamaz, ancak savaşlar ve şiddet körüklenir.
NATO’nun üsleri, manevraları, silah sistemleri doğanın kirletilmesinin en büyük nedenlerindendir. “Teröre karşı savaş” sayısız kurbanın, yıkımın ve insanlar güvenlik ve huzur aradıkları için kaçmak zorunda kaldıklarından mülteci akınının sorumlusudur. Dünya çapında çok sayıda insan gerçek bir barış arayışı içinde. Sosyal adalet, ekolojik güvence, servetin adil dağılımı ve savaştan, baskıdan kaçmak zorunda kalan insanların dostça karşılandığı bir barış istiyorlar.
- Kalıcı bir kalkınma için silahsızlanma istiyoruz!
Barış ve insanlığın geleceği adına Brüksel’deki zirve akşamı, 11 Temmuz Çarşamba günü, saat 17.00’de dünya çapında koordineli eylemlerin yapılması çağrısında bulunuyoruz. Bu eylemler, Brüksel’de zirveye karşı düzenlenen eylem ve barışçıl protestolara destek amaçlı yapılacaktır.
Hükümetlerimizden taleplerimiz açık ve net: NATO’dan çıkılsın, NATO dağıtılsın!
Brüksel, 27 Ocak 2018.
Download: NATO zirvesine karşı uluslararası koordineli eylemlere çağrı.pdf
Stuttgarter Appell vom Oktober 2008
NATO’ya Hayır – Savasa Hayır
NATO askeri örgütünün kurulusunun 60. yıldönümü vesilesiyle bizler, NATO’nun saldırgan askeri ve nükleer politikalarını protesto etmek ve savassız, adil bir dünya hayalimizi savunmak üzere herkesi Nisan 2009’da Strasbourg’a davet ediyoruz.
NATO, dünya barısına ulasmanın önünde giderek büyüyen bir engel teskil ediyor. Soğuk Savas’ın bitiminden bu yana NATO, kendini “uluslararası toplum”un askeri harekat aygıtı olarak yeniden yapılandırma çabası içerisinde ve bu çabalar çerçevesinde “teröre karsı savas”ı da tesvik ediyor. Gerçekte ise bu örgüt, Birlesmis Milletler’i ve uluslararası hukuk sistemini devre dısı bırakarak tüm kıtalardaki askeri üsleri aracılığıyla ABD güdümünde zor
kullanmanın, askeri güç tesis edilmesini hızlandırmanın ve silahlanma harcamalarını tırmandırmanın bir aracıdır; dünya çapındaki askeri harcamaların % 80’i NATO üyesi ülkeler tarafından gerçeklestirilmektedir. 1991’den beri bu yayılmacı anlayısı izleyen NATO, “insanî savas” kisvesi altında Balkanlar’da savasa girismis ve Afganistan’da yedi yıldır süren vahsi bir savas baslatmıstır; halihazırda Afganistan’daki trajik durum giderek kötülesmektedir ve savas Pakistan’a yayılmıs durumdadır.
NATO, Avrupa’da gerilimleri tımandırmakta, “füze savunma sistemi”yle, devasa bir nükleer silah deposu ve nükleer “ilk darbe” politikasıyla silahlanma yarısını beslemektedir. AB siyaseti giderek daha da NATO’ya bağımlı hale gelmektedir. NATO’nun Doğu Avrupa ve ötesinde halen devam eden ve gelecekte de potansiyel olarak devam edecek genislemesi ve “hükümranlık sahası dısı” harekatları, dünyayı daha tehlikeli bir yer haline getiriyor. Kafkaslar’daki çatısma, tehlikenin açık bir emaresi. NATO sınırın genislemesi yönündeki her adım, nükleer silah kullanımını da kapsayacak sekilde, savas olasılığını artırmaktadır.
Barısçıl bir dünya hayalimize ulasmak için bizler, küresel ve bölgesel krizlere askeri karsılıklar verilmesini kabul etmiyoruz; bunlar çözümün değil sorunun bir parçasıdır. Nükleer silahların terörü altında yasamayı reddediyor ve yeni bir silahlanma yarısının tırmandırılmasına karsı çıkıyoruz. Askeri harcamaları azaltmak, mevcut kaynakları insani ihtiyaçların karsılanmasına yönlendirmek zorundayız. Bütün yabancı askeri üsleri ve saldırı amaçlı askeri yapıları kapatmalı; halklar arasındaki iliskileri demokratiklestirmeli ve askeri zihniyetten arındırmalı; daha güvenli ve daha adil bir dünya insa etmek için yeni barısçıl isbirliği formülleri bulmalıyız.
Hepinizi bu mesajı içinde bulunduğunuz toplum ve örgütlenmeler arasında yaygınlastırmaya, Strasbourg’a gelmeye ve bu hayali gerçeğe dönüstürmeye davet ediyoruz. Bizler, barısçıl bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.
NATO’ya Hayır Savasa Hayır
Download: aufruf_turkish.pdf